24 Nisan 2009 Cuma

baba ne kadar yabancı bir kelime

Seni pek tanıma fırsatı bulamadım. Altı yaşındaydım öldüğünde. Birkaç fotoğraf ve annemin anlattıkları haricinde zihnimde sana dair pek bir şey yok. Kendini öldürmene varan o malum süreç nasıl işledi bilmiyorum ama büyüdükçe ve hayatın boktanlığını gördükçe sana hak veriyorum. Şimdilik benim öyle bir niyetim yok zaten annemin ikinci bir yıkımı kaldırabileceğini zannetmiyorum. Ama bazen düşünüyorum büyürken benimle olsaydın farklı bir adam mı olacaktım?
Hep içine kapanık bir çocuk oldum mesela.İnsanlarla diyalog sorunu yaşadım ve onları bir türlü sevemedim Çok fazlalardı ve çok gürültü yapıyorlardı. Büyüdüğüm o şehirden çok sıkılmıştım ve kurtulmam gerekiyordu. Öss sınavının ardından şehr-i İstanbul’da üniversite yılları başladı. Burada daha fazla gürültü yapıyorlardı ama yalnızlık daha kolaydı ve insanlar tarafından kabul görüyordu. Özgürlükle beraber hayatı tanımaya başladım. İlk aşk ilk seks,ilk uyuşturucu,ilk dayak, ilk Nietzsche, ilk açlık, ilk hırsızlık….
Şimdiler de biraz daha durgun bir hayatım var. Okul altıncı yılın sonunda bu sene bitecek büyük ihtimalle. İşe girdim çalışıyorum falan… Diğer insanlara benzemek için elimden geleni yapıyorum. Akşamları saçmasapan yarışma programları ve diziler izliyorum. Ayık dolaşıyorum çoğu zaman. Kadınlar gelip geçiyor hayatımdan falan. Yaşıyoruz işte...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder